04/05/2016  Kategori: Genel

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Kocatepe Büyük Taarruz Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından Başkomutanlık Meydan Muharebesi konulu bir panel düzenlendi.

Erdal Akar konferans salonunda gerçekleştirilen panelde Kocatepe Büyük Taarruz Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Cihad Cihan ve Oturum Başkanı Prof. Dr. Mustafa Güler ile beraber Doç. Dr. Turan Akkoyun, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Karazeybek ve Yrd. Doç. Dr. Ümit Emrah Kurt konuşmacı olarak yer aldı.

Panelin açış konuşmasını gerçekleştiren Kocatepe Büyük Taarruz Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Cihad Cihan, tarih boyunca çeşitli kavimlerin ve milletlerin vatanları için sık sık savaşlar yaptıklarını ancak Anadolu için yapılan savaşların bu alanda ilk sırada yer aldığını ifade etti. Anadolu’da birçok savaş yapıldığını ancak bu savaşların bazılarının isminin dahi bilinmediğini kaydeden Cihan, “Türklerin Anadolu’ya girişinden günümüze kadar geçen süre içerisinde sadece yerini ve zamanını bildiğimiz savaşlarda verilen tahmini kayıpları ele alalım. Bu kayıpları da Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzölçümüne böldüğümüzde, her bir metrekare için yaklaşık 11 ila 13 insanın kendisini feda ettiğini görüyoruz. Bu sebeple diyoruz ki Anadolu aslında çok pahalıya mal olmuş bir toprak ve vatan parçasıdır” dedi.

En büyük eksiklik milli şuurdan yoksun olmak

Türk milletindeki en büyük eksikliğin tarih şuuruna ve bilincine sahip olmamak olduğunu dile getiren Cihan, 1980’li yıllarda Japonya’dan gelen bir heyetin Türk eğitim sistemi konusundaki incelemelerini şöyle anlattı:

“Japon heyeti, Türk eğitim sistemini inceledikten sonra eğitim sistemimizin öğrencilere milli bir şuur kazandırmadığını söylüyor. ‘Japonya’da siz ne yapıyorsunuz?’ dendiğinde ise şu örnek verilmiş, anaokulundaki çocukları saatte 300 km hızla giden trene bindiriyorlar, sanayi tesislerini gezdiriyorlar. O yüksek teknolojiyi gösterdikten sonra ise Nagazaki ve Hiroşima’ya götürüyorlar öğrencileri. Oradaki tahribatı ve yıkımı gösterdikten sonra ise ‘eğer çalışır ahlaklı bireyler olursanız, ilk gezdirdiğimiz sanayi tesislerinde gördüğünüz gelişmeye sahip olursunuz. Ama bu ahlak ve erdeme sahip olmazsanız Nagazaki ve Hiroşima’da olanlar tekrar başımıza gelir’ Bunları yaparak o şuuru sağlamaya çalışıyorlar. Bizim tarihi zenginliğimizi gördükleri için de bu şuuru sağlama konusunda aslında çok şanslı olduğumuzu da belirtiyorlar.”

Milli Park alanlarının düzenlenmesi halkı rahatlattı

Oturum Başkanı Prof. Dr. Mustafa Güler ise panelin düzenlenmedeki amaçlardan birinin Büyük Taarruz’un yapıldığı yerlerin daha iyi bilinmesi olduğunu ifade etti. Güler, Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin yapıldığını alanların milli park olarak ilan edildiğini ve bu konuda sorunların var olduğunu belirterek, “Sadece savaşın yapıldığı yerler değil, savaştan etkilenen yerler de milli park ilan edilmiş durumdaydı. Geçen süre içerisinde de inşaat yapmak isteyenler, evlerini tamir ettirmek isteyenler bu alanlar sit alanları ilan edildiği için bu değişiklikleri bile yapamaz duruma geldiler. Daha sonra ise Milli Parklar Müdürlüğü’nün talebi doğrultusunda milli park alanları konusunda çalışmalar yaptık. Çalışmanın ilk etabında halkın rahatlatılması hedefine ulaşıldığı gibi genç tarihçilere de yeni çalışma alanları açıldı” diye konuştu.

Milli Mücadele’de doğayla da mücadele edildi

Panelde “Büyük Taarruz’un Başlaması ve Gelişimi” konulu sunumunu yapan Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Turan Akkoyun, Büyük Taarruz’un Şuhut, Kocatepe, Afyonkarahisar ve Dumlupınar gibi bilinen sahaların dışında Susuz ve Güzelimköy gibi aslında çok da bilinmeyen yerlerdeki mücadeleler ile kazanıldığını ifade etti. Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele dönemlerinde sadece düşmanla değil doğayla da mücadele edildiğini vurgulayan Akkoyun, “1914-1915 yıllarında Anadolu’da bir çekirge saldırısı vardı. Keza sonraki yıllarda kolera ve veba salgınları meydana gelmiş. Türk’ün bağımsızlık savaşı, vatanın tamamında sadece düşmanla değil, doğayla ve salgınlarla da mücadele ederek gerçekleştirmiştir” dedi.

Afyonkarahisar düşmana en büyük zayiatın verildiği yerlerden biri

AKÜ Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Karazeybek ise “Belgelerin Işığında Büyük Taarruz” konulu sunumunda savaş raporlarını dile getirerek düşmanın bozgun ve kaçışını anlattı. Afyonkarahisar ve Sinanpaşa mevkilerinde birçok düşman uçağının düşürüldüğünü ifade eden Karazeybek, yine aynı bölgelerde telgraf istasyonlarının, cephane depolarının ve düşman ordularının kullandığı trenlerin kullanılamaz hale getirildiğini kaydetti.

“Başkomutan Tarihi Milli Parkı’nda Savaş Alanları Arkeolojisi ve Müzecilik Bağlamında Yapılan Bir Ön Çalışma” isimli sunumu gerçekleştiren Yrd. Doç. Dr. Ümit Emrah Kurt ise bir arkeolog olarak Türk Kurtuluş Savaşı konusunda emek harcamanın bir gereklilik olduğunu dile getirdi. Arkeolojinin savaş alanlarında nasıl araştırmalar yaptığını da anlatan Kurt, “Askerlerin mezarları, savaşa tanıklık eden binalar, savaşta kullanılan binalar, savaşta kullanılan silahlar, mühimmat parçaları. Bunların her biri savaş alanında saçılı bir şekilde mevcut durumdadır. Askerlere ait özel eşyaları da yine savaş alanlarında bulmamız mümkün. Bunların yeri toprak altı. Haliyle bir kazı süreci ihtiyaç olduğundan arkeolojiye görev düşüyor” şeklinde konuştu.

Panel, soruların yanıtlanmasının ardından son buldu.

4mayis16124mayis16114mayis1609

       
04 Mayıs 2016, Çarşamba 397 kez görüntülendi